NAMAZ

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA!
 
 
Korkut kardeş Kuran’da namazın olmadığını söylüyor ve nereye dönüleceğinden söz ediyor. Kıbleyi Kuran model alınması gereken bir yaşam biçiminin dönüleceği yön ve insanların yaşamaları gereken bir hayat tarzı olarak anlatmaktadır. Devamlı söylüyorum  Allah, her şeyi çift yaratmıştır.
 
51/49- Ve Biz, her şeyi iki çift yarattık. Umulur ki, öğüt alıp-düşünürsünüz. 
 
Nereye bakarsan bak yalın halde de Allah’tan başka hiçbir şeyi tek olarak düşünemezsin göremezsin. Müslüman olanların arzuladığı ve kendilerine model almaları gereken yaşam tarzı Hazreti İbrahim peygamberin yaşadığı hayatı kuran örnek vermektedir. Bunu Hem de dönülen yön olarak da namazla sembol haline getirmiştir.
 
2/124- Hani Rabbi, İbrahim’i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim’e): “Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım” dedi. (İbrahim) “Ya soyumdan olanlar?” deyince (Allah:) “Zalimler Benim ahdime erişemez” dedi.
 
Burada imam kelimesi geçiyor diye sadece önde namaz kıldıran anlamında alırsan olur mu? Kuran Burada İmam kelimesini Allah’ın insanlar içerisinde örnek bir yaşamı sergileyebilen canını ve sevdikleri bütün varlığını Allah uğruna gözünü kırmadan verebilen anlamında insanlara model bir örnek sunmuştur. Her türlü bağımlılıktan uzak şirklerden kendisini arındırmış, tevhit akidesini doruğa ulaştırmış bir yaşam biçimini sergilemiş olarak örnek bir peygamberi örnek vermiştir.
 
Bakınız Kıble kelimesini son peygamber için de kullanmıştır.
 
2/143- Böylece Biz sizi, insanlara şahid (ve örnek) olmanız için orta bir ümmet kıldık; Peygamber de üzerinizde bir şahid olsun. Senin üzerinde bulunduğun (yönü, Ka’be’yi) kıble yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde gerisin geri dönenlerden ayırt etmek içindir. Doğrusu (bu,) Allah’ın hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyük (bir yük)tür. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah, insanlara şefkat edendir, esirgeyendir.
 
Burada parantez içindeki mütercimin yorumu. Asıl peygamberin yaşam biçimini insanların örnek alacak ve iman edenlerle iman etmeyenlerin yaşam biçimlerindeki farklılığın ölçüsü mihengi terazisi olarak tanımlamış. O modele uyan insanların o yöne döndüklerini anlatmak istemiştir. Elbette Allah’a bir mekân ve şekil tahsis edilemez. 
 
Peki, buna itiraz edenlere soruyorum nereye dönelim? Neyi kendimize örnek alalım? tevhit akidesine sahip olanlar yönünü kabeye dönmeye kabeye tapmak için değil, Allah’a tapmak için Allah’ın arzuladığı yaşam biçimine insanların kavuşmaları anlamında bunlardan söz etmiştir.
 
2/125- Hani Evi (Ka’be�yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. “İbrahim’in makamını namaz yeri edinin”, İbrahim ve İsmail’e de, “Evimi, tavaf edenler, itikâfa çekilenler ve rüku ve secde edenler için temizleyin” diye ahid verdik.
 
Yani iman edenler yaşam biçimlerini Hazreti İbrahim’in örneklik teşkil eden hayat namazı anlamında söylenmiştir. Ama insanların hangi dinde hangi mezhepte hangi cemaatte olurlarsa olsunlar yaşamak istedikleri doğru olan Allah katında hüsnü kabul görülecek olan hazreti İbrahim’in ortaya koyduğu namaz ve yöneliştir. Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanı denildiği gibi, İnsanların dönüp dolaşacağı yerde Allah’ın Hazreti İbrahim’de örnekliğini verdiği yaşam biçimidir.
 
2/148- Herkesin (her toplumun) yüzünü çevirdiği bir yön vardır. Öyleyse hayırlarda yarışınız. Her nerede olursanız, Allah sizleri bir araya getirecektir. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.
 
2/149- Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescidi-i Haram yönüne çevir. Şüphesiz bu, Rabbinden olan bir haktır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.
 
2/150- Her nereden çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanız yüzünüzü onun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dışında insanların, size karşı bir delilleri olmasın. Onlardan korkmayın, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım. Umulur ki hidayete erersiniz.
 
Bu ayetlerden Dönme yok deyip de sadece yaşam var demek doğru olmaz. İman etmeyenlerin kendilerine göre taptıkları bir yön bir yaşam biçimi varsa, iman edenlerin yaşam biçimlerini bir taraftan Allah bir örnekle belirlemiş ve insanları bir yöne dönmelerini istemiştir.
Neden herkes kendilerine örnek aldıkları bir ideoloji adamlarının yaşadıkları hayatı kendilerine örnek alarak öldükten sonra ona bağlılıklarını ortaya koymak için bir put dikip senenin belirli günlerinde ona bağlılıklarını ifade etmek için önüne geliyorlar? 
 
Bu Tapma olayı insanların yaratılışında var ama Allah yaratıklara değil kendine insanların tapmalarını istemektedir. Tapma da ona olan bağlılığı yaşamlarında göstermek ve bunu da sembolleştirerek Allah’a tapanlarla Allah’ın dışındakilere tapanları hem insanların kendileri arasında hem de kendisine tapılıp tapılmadığını ayırt etmek için sembolleştirerek namaz kılmalarını emretmiştir.
 
Tamam, Namaz Kavramı bu güne kadar iman ettim diyenler arasında ifrat ve terfide vardıysa o Kuran’ın suçu değildir. O insanların suçudur. Bir takım kelime oyunları ile namazın olmadığını söyleyerek Kuran’daki iman edenlerle iman etmeyenler arasındaki asıl farkı ortaya koyan namazın olmadığını söylemek bence arkasında iyi bir niyetin olmadığını gösteriyor.
 
4/100- Allah yolunda hicret eden, yeryüzünde barınacak çok yer de bulur, genişlik (ve bolluk) da. Allah’a ve Resûlü�ne hicret etmek üzere evinden çıkan, sonra kendisine ölüm gelen kişinin ecri şüphesiz Allah’a düşmüştür. Allah, bağışlayıcıdır, esirgeyicidir.
 
4/101- Yeryüzünde adım attığınızda (yolculuğa ya da savaşa çıktığınızda), kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır.
 
4/102- İçlerinde olup onlara namazı kıldırdığında, onlardan bir grup, seninle birlikte dursun ve silahlarını (yanlarına) alsın; böylece onlar secde ettiklerinde, arkalarınızda olsunlar. Namazlarını kılmayan diğer grup gelip seninle namaz kılsınlar, onlar da ‘korunma araçlarını’ ve silahlarını alsınlar. Küfredenler, size apansız bir baskın yapabilmek için, sizin silahlarınızdan ve emtianız (erzak ve mühimmatınız)dan ayrılmış olmanızı isterler. Yağmur dolayısıyla bir güçlüğünüz varsa veya hastaysanız, silahlarınızı bırakmanızda size bir sorumluluk yoktur. Korunma tedbirlerinizi alın. Şüphesiz, Allah kafirler için aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.
 
4/103- Namazı bitirdiğinizde, Allah’ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık ‘güvenliğe kavuşursanız’ namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü’minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.
 
4/104- (Düşmanınız olan) Topluluğu aramakta gevşeklik göstermeyin. Siz acı çekiyorsanız, şüphesiz onlar da, sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Oysa siz, onların umud etmediklerini Allah’tan umuyorsunuz. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır.
 
Gören gözler için peygamberin önderliğindeki bu namaz tarifi yetmiyor mu ki, lafı çarpıtıyorlar? Eğer burada tarif edilen namaz sadece yaşam biçiminin tarif edildiği namaz ise, neden hangi namaz için iman edenleri abdest almaya davet ediyor? Veya buradaki abdest temizlik oluyorsa, neden su bulunmadığı zaman teyemmüm almaya davet ediliyor? Yüzünü, toprağa ellerin sürülerek, mesh edilmesi yüze  sürülmesi insanın yüzünü temizliyor mu? Burada Kastedilen temizlik kişilerin Allah’a bağlılığını emrinin yerine getirilmesini istiyor.
 
5/6- Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.
 
4/43- Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayakyolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
 
Hadi manevi bir temizliğin olmadığını söylesinler bu gusülü nasıl anlamak lazım o zaman?
 
Bu kadar ayrıntılı açıklamadan sonra halen namaz yok oruç yok, haç yok, abdest temizliktir diyerek Kuran’ın iman etmeyenler ve kalbinde maraz olanların hükmüne girilmiş olduğu kanaatine varırım bunun arkasında art niyet olduğu anlaşılır.
 
3/7- Sana Kitab�ı indiren O’dur. Ondan, Kitab�ın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem’dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah’tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: “Biz ona inandık, tümü Rabbimiz’in Katındandır” derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.
 
Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna azdır. Selam ve sevgilerimi sunuyorum.
 
Doğrularım Allah’a Yanlışlarım ise bana aittir.
 
ALİ RIZA BORAZAN
MERSİN ANAMUR
28.12.2009

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.