İSRA (17) 79. Ayet Tefsiri

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA!

17/78- Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar namazı kıl, fecir vakti (namazda okunan) Kur’an’ı, işte o, şahid olunandır.

17/79- Gecenin bir kısmında kalk, sana aid nafile olarak onunla (Kur’an’la) namaz kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır.

Kur’an İki farklı salâttan namazdan söz eder. Birincisi Allah’ın vahyi bilgilerini hayata Allah’ın emrettiği gibi uygulamaya götüren, yaşanan salat, diğeri de bu yaşadığın hayatı Allah adına yaptığının tescili olan Günün belirlenmiş vakitlerinde Allah’ın tarif ettiği gibi yapılan ayinle ilgili salat, ayinle ilgili olan namazdır.

İsra surenin yetmiş sekizinci ayette vakitleri belirlenmiş zamanlarda kılınan bir ikindi namazının kılınması emredilmektedir. Belki okuyucular derler ki biz isra yetmiş dokuzuncu ayeti sorduk bu nelerden söz ediyor? Diyebilirler. Evet, Kur’an’daki bir kelimenin veya bir ayetin doğru anlaşılması için, Kuran bütünlüğü içerisinde o ayetin önce yerini ve konumunu tespit etmek gerekir ki daha sonra o ayetin ne anlatmak istediği doğru bir şekilde anlaşılabilsin.

Edebi sanatlarda mecazi anlatım bir kelimenin veya bir deyimin kendi gerçek anlamı dışında farklı anlamlara gelebiliyorsa Müteşabih ayet de, Kur’an içerisinde de bir kelime veya bir ayetin kendi anlamı dışında farklı anlamlara gelebilmektedir. Ben acizane onun için diyorum ki, Kur’an’ın ne söylediğinden ziyade Kur’an’ın ne söylemek istediğinin anlaşılması gerekmektedir. Kur’an bütünlüğü içerisinde Her sorumluluk yaşına gelmiş olan bir Müslüman’ın günde beş vakit ritüel olarak yaşadığı hayatı Allah adına olduğuna dair günde beş vakit namaz kılması gerekmektedir.

4/103- Namazı bitirdiğinizde, Allah’ı ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin. Artık ‘güvenliğe kavuşursanız’ namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz, mü’minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır.

Şimdi Kur’an içerisinde ben diğer salat ve namaz ile ilgili  makalelerimde de bunları geniş geniş anlatmaya çalışmıştım burada  bu beş vakti belirlenmiş namazı içerisine alan ayetleri sadece vererek yetinmeye çalışacağım.

SABAH NAMAZI:

50/39- Öyleyse sen, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hamd ile teşbih et.

Burada önemli olan bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Vakitleri belirlenmiş bir zaman dilimi içerisinde yapılması gereken bir salâttan bahsediyorsa Bunu hamd, tespih veya başka ifadeler kullanılması hiç önemli değildir. Onun vakitleri tanımlayarak o vakit içerisinde olması onun ritüel bir salat olduğunun bir delilidir. Çünkü Kuranda hiçbir namaz salâtının dışında olan salâtlar için böyle bir ifadeye rastlanılmaz.

Güneşin doğuşundan önceki namaz sabah namazıdır. Buna sanmıyorum itiraz edecek olanı. Sabah bilindiği gibi Kuranda tarif edilirken zamanı şöyle tanımlanır.

2/187- Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar.

Bakara yüz seksen yedinci ayete baktığımız zaman gören gözler için burada üç vakti tarif ediyor., Gece kelimesini güneşin batışı ile doğuşu arasındaki karanlık bölgeyi tanımlamaktadır. Karanlık bölgenin gündüze yakın olan iki vakitten söz etmek mümkündür. Birisi güneşin batışından sonra gelen akşam diğeri güneşin doğuşundan önce gelen sabah kelimesidir. İşte sabah namazını tanımlarken, “Rabbini güneşin doğuşundan önce” ifadesini kullanmaktadır. Dikkat edilirse namaz vakitleri, ardı arkası kesilmeden bir namazın bitişi ile diğer namazın başlaması arasında kalan vakitler için geçerlidir. Eğer güneş doğmadan önce sabah namazı kılınamamışsa o namaz ertelenmesi veya kılamaması gerekmez. Ne zaman fırsat bulunmuşsa o namaz güneş doğduktan veya öğleye erdikten sonra kılamadığı sabah namazını kılıp daha sonra öğleyi kılman gerekir. İşte namazın kazası yoktur anlayışı da burada çözülmüş oluyor.

Öyleyse Allah’ın sınırladığı sabah namazının vakti sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, İşte kuranda gecenin tanımı beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar. Sabah namazı da bu zamandan güneşin doğuşuna kadar olan bölümdür. Sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın ne zamana kadar? Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. İşte orucun tutuluş sınırları, Gece kelimesi eğer güneşin batışından sonra başlayıp beyaz iplikle siyah ipliğe kadar kalan bölge ise gündüz de diğer kalan zaman dilimidir. Şimdi onları tanımlayalım.

ÖĞLE NAMAZI:

30/18- Hamd O’nundur; göklerde ve yerde, günün sonunda ve öğleye erdiğiniz vakit de.

Kuran okuyucuların kuranda yok dediği vakitlerden birisi de öğle namazıdır.

30/ 17- Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah’ı tesbih edip (yüceltin).

Kuran gördüğünüz gibi namaz vakitlerini tanımlarken sabah ve akşamdan bahsediyor daha sonra gelen ayette de öğleye erdiğiniz vakit de ifadesini kullanıyor bu tabii ki namazı kabullenip üç vakit diyenler içindir. Namaz yoktur diyen kardeşlerimize diyeceğim bir şey yoktur. Öğle namazının oluşunu destekleyen bir ayet daha var.

20/ 130- Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tespihte bulun ki hoşnut olabilesin.

Bu Ayet anlaya bilenler için dört vakit namazı tanımlamaktadır. Sabah, öğle ikindi, yatsı, namazlarıdır. Buradaki,” gündüzün uçlarında “ ifadesi zeval vaktini işaret ediyor. Yani her yokuşun son anını ve daha sonra inişe başladığı yeri gösterdiği gibi güneş de gündüzün zirve yaptığı yer demektir. Bu namazın süresi de ikindi vaktine kadardır. Bunu da bu konuyla ilgilenen uzmanlara bırakıyorum.

Öğle namazını destekleyen bir ayet daha nakledelim.

24/ 58- Ey iman edenler, sağ ellerinizin malik olduğu ile sizden olup da henüz erginlik çağına ermemiş olan (çocuk)lar, (odalarınıza girmek için şu) üç vakitte izin istesinler: Sabah namazından önce, öğleyin üstünüzü çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra. (Bu) Üçü sizin için mahrem (vakitleri)dir. Bunların dışında size de, onlara da bir sakınca yoktur; onlar yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında olabilirsiniz. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklamaktadır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

İKİNDİ NAMAZI:

Yine burada dört namaz vaktini de içine alan bir ayeti vereceğim.

20/ 130- Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tespihte bulun ki hoşnut olabilesin.” batışından önce Rabbini hamd ile tespih et (yücelt bu ayette batışından önce diye bahsedilen namaz ikindi denilen namazdır.

Bu Namaz diğer namazlarla beraber devamlı anıldığı için uzun uzadıya bahsetmeye gerek yok. İkindi namazını tanımlamaktadır.

AKŞAM NAMAZI:

30/17- Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah’ı teşbih edip (yüceltin).

Akşam namazının da nasıl gecenin bitişi ile güneşin doğdu arasındaki kalan bölüm ise akşam namazının vakti de güneşin batışı ile gecenin başlangıcına kadar geçen zamandır. Yine bu zamanının sınırlarını dakikasını koyan ilim adamlarına bırakıyorum. Ama şu gerçek var ki sabah namazı vakti kadar da akşam namazı olduğu kesindir.

YATSI NAMAZI:

20/130- Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et (yücelt). Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tespihte bulun ki hoşnut olabilesin.

Burada bahsedilen” Gecenin bir bölümünde” dediği namaz yatsı namazıdır. Bu namazın vakti de. Akşam namazının bitişi ile başlar. Sabah namazının başlangıcına kadar devam eder.

SADECE PEYGAMBERE HAS NAFİLE NAMAZI:

17/79- Gecenin bir kısmında kalk, sana ait nafile olarak onunla (Kur’an’la) namaz kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır.

Bu namaz da peygamberlere emredilen diğer Müslümanlar üzerinde sorumluluk olamayan bir namazdır. Ama diğer Müslüman olanlar peygambere ait olan namazı kılanları da Allah övgü ile bahsetmiştir.

Bazıları ayetlerde geçen teşbih edin zikredin kelimelerini namaz olarak görmeyebilirler ama namazın Müslüman’ım diyenler üzerindeki vakitleri belirlenmiş farzdır ayeti başka türlü nasıl açıklanabilirdi?

Sonuç olarak, Cinlerin veya batıl yolda olanların söylemiş ve yapmış oldukları yanlışları kuran kendi bütünlüğü içerisinde anlatarak her yanlış söylem ve yorumun yanlış olduğunu söyleyen bir şihab izler veya bir ayet onu izler ayetinin anlamı budur.

Daha Kuran’da sayılamayacak konularda insanların söylem ve eylemlerde yapmış oldukları yanlışlıkları aklını kullanan vahiyleri düzgün olarak anlamak isteyenler için açıklamaktadır.

Şimdi gelelim isra yetmiş dokuzuncu ayetin yorumuna!

17/79- Gecenin bir kısmında kalk, sana ait nafile olarak onunla (Kur’an’la) namaz kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır.

Allah peygamberlere yüklemiş olduğu sorumlulukla diğer Müslüman’lara yüklemiş olduğu sorumluluğu ve karşılığında avantajı ayırmaktadır. Dilerseniz başka bir ayette de bu konuda bilgi verilmektedir. Onu nakledeyim.

33/50- Ey Peygamber, gerçekten Biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah’ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü’min bir kadını da, -mü’minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü’minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiçbir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

mü’minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık).

İşte bu ifade peygamberin yerini ve konumunu diğer müminlerden ayırmaktadır. Onlara hem diğer müminerden  ağır yük yüklemiş olduğu gibi aynı zamanda  onlara avantajlı bir konum da getirmektedir.

Tabi Ki bizim anlattıklarımız Kur’an’ı kendisine rehber edinenler içindir. Kur’an’a iman etmeyenlere bunlar gülünç glir.

وَمِنَ اللَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَةً لَّكَ عَسَى أَن يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَّحْمُودًا

Ve minel leyli fe tehecced bihî nâfileten lek(leke), asâ en yeb’aseke rabbuke makâmen mahmûdâ(mahmûden).

1. ve min el leyli : ve geceden, gecenin bir kısmında
2. fe tehecced : ve teheccüde kalk, teheccüd namazı kıl
3. : onunla
4. nâfileten : ilâve olarak
5. leke : sana özel, senin için
6. asâ : umulur, yakında olur
7. en yeb’ase-ke : seni gönderir
8. rabbu-ke : senin Rabbin
9. makâmen : makam
10. mahmûden : mahmut, hamdedilen, övülen

17/79- Gecenin bir kısmında kalk, sana ait nafile olarak onunla (Kur’an’la) namaz kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama ulaştırır.

İşte burada Ritüel bir salatı da içerisine aldığı gibi, aynı zamanda gecenin  bir bölümünde kalkarak tefekkür etme sosyal ve evrensel yasalar üzerinde ince ince düşünerek Gündüzlei vahye uygun nasıl bir yaşam sergileneceğinin zikrini yapmak anlamında da kullanmış diye düşünüyorum.

Şu ayetler de söylediklerimi desteklemektedir.

73/20-Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O’na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah’ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip-dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur’an’dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah’a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah katında bulursunuz. Allah’tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

Diyebilirim ki isra yetmiş dokuzuncu ayeti şu ayetler  açık ve net bir şekilde açıklamaktadır.

73/1- Ey örtüsüne bürünen,

73/2- Az bir kısmı hariç olmak üzere, geceleyin kalk:

73/3- (Gecenin) Yarısı kadar. Ya da ondan biraz eksilt.

73/4- Veya üzerine ilave et. Ve Kur’an’ı belli bir düzen içinde (tertil üzere) oku.

73/5- Gerçek şu ki, biz senin üzerine ‘oldukça ağır’ bir söz (vahy) bırakacağız.

73/6- Doğrusu gece neşesi (gece ibadeti, insanın iç dünyasında uyandırdığı) etki bakımından daha kuvvetli, okumak bakımından daha sağlamdır.

7- Çünkü gündüz, senin için uzun uğraşılar vardır.

8- Rabbinin ismini zikret ve herşeyden kendini çekerek yalnızca O’na yönel.

Sonuç Olarak, İsra yetmiş dokuzuncu ayette bahsedilen Nafile olan salat hem ritüel olan bir salatı içerisine aldığı gibi aynı zamanda müzem mil suresinde anlatılanlar gibi hayatın yaşamın salatını da içerisine almaktadır.

Doğrularım Allah’a yanlışlarım ise bana aittir.

ALİ RIZA BORAZAN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.