Elbette melekler vardır. Elbette meleklere inanmak iman etmek mümin olmanın temellerindendir. Ancak KURAN da ki melekler klasik anlayıştaki gibi kanatlı , dişi dünyaya gelip giden varlıklar değillerdir.
- Melekler iradeli varlıklar değillerdir.
- Kendilerine kodlanmş bilginin dışına kendi istekleri ile çıkamazlar. Onlara ne verilmişse onu yaparlar.
- Dolayısı ile insanın emrine verilmişlerdir. İnsan kendisine verilen BİLGİ ve BİLGİYİ KULLANMA öğretisi ile melekleri kullanıp onlardan faydalanır. Bu yüzden Bakara, 2/34 de “Ve meleklere: ‘Adem’e secde edin’ dedik. İblis hariç (hepsi) secde ettiler. O ise, diretti ve kibirlendi, (böylece) kafirlerden oldu.” denilerek meleklerin ademe secde etmeleri yani insanlığın emrine verilmiş olmaları anlatılır.
- Kuran da iki melekten bahsedilir. CEBRAİL ve MİKAİL. Bu iki melek tanımı evrendeki tüm insan dışı yaratılışı ve varlıkları özetleyen iki kavramdır.
CEBRAİL: Allah tan elçilerine gelen vahyi bilginin ve evrende ki tüm varlıkların içindeki kodlanmış bilginin adıdır. Ki eşyanın içindeki bu bilgi Allah tarafından yaratılışta oraya konulmuştur. Allah o yüzden eşyanın ve tüm evrende ki varoluşların RESUL lü ğüne de vurgu yapar. Yani eşyanın içindeki bilgi aracılığı ile de Allah a ulaşabilmeyi, yaratılışın gayesini anlayabilmeyi vurgular..
MİKAİL: Evrendeki insan haricinde görülen görülmeyen tüm herşey.
Yani Cebrail i software Mikail i hardware gibi düşünün.
Bakara, (2/98): Her kim Allah’a, meleklerine, elçilerine, Cibril’e ve Mikail’e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kafirlerin düşmanıdır.’
Yani Allah a ve peygamberlerine iman edeceksiniz ve aynı zamanda Cebrail ve Mikali e de. Yani: Evrenin , doğanın , yaratılış kanunlarına aykırı davranıp düzeni bozmayacaksınız. Bozarsanız diğer pek çok kavim gibi kendi sonunuzu hazırlarsınız ve bu bozuşun akıbetinde doğru yodan sapmış kişiler olarak ahiretinizi de helak edersniz.