ŞEYTAN

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’IN ADIYLA!



Şeytan bu güne kadar toplumdan topluma aktarılırken bize hikaye olarak anlatılan dinde, insanı kandırmakla görevli bir tane varlığın olduğu ve bu varlık kıyametin sonuna kadar yaşayabilecek nitelikte yaratıldığı anlatılıp,durmuştur.

ŞEYTAN:insandaki fısk ve fücurun (iblisin) İnsana vesvese vererek insanı kuşatıp doğru yoldan alıkoymasının adıdır.Yani, Allah’a başkaldırıp isyan eden direten kibirlenip gururlanan yapmış olduğu günahlarda ısrar eden, geriye dönüşü mümkün olmayan konuma giren insanın adıdır.

Şimdi Kur’andaki ayetlerle bunu anlatmaya çalışalım

2/14-İman edenlerle karşılaştıkları zaman, iman ettik derler.şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında derler ki şüphesiz sizinle beraberiz.”

Daha öncede belirttiğim gibi Kuran’ın ayetleri hem konu ve kuran bütünlüğüne ters olmaması hem de eşyanın yapısına ters düşmemesi gerekir.

Ayette açıklandığı gibi bir münafığın portresini Kuran burada çizerken sanatsal bir üslûp kullanarak. Kendisi gibi iman etmeyen insanları şeytan kelimesi kullanarak izah etmiştir.

Bugüne kadar gelen bilgilerin içerisinde hiçbir tutarlılık yoktur. Kuran Şeytan, cin, iblis kelimelerini kullanırken, hiç birini hiç birinin yerine kullanmadığı halde şeytanın ve cinin dumansız ateşten yaratıldığına dair hiç bir ayet olmadığı halde şeytanın ateşten cinin ise dumansız ateşten yaratıldığı inancı yaygın olarak ortalarda dolaşmaktadır.Halbuki Kuran dumansız ateşten yaratılan sadece can, Ateşten yaratılan ise sadece iblis olduğunu söylemiştir.

Kuran cin ve şeytan kelimelerini insan anlamında kullanmıştır.

15/27-“Ve cannı’da daha önce nüfuz eden kavurucu ateşten yaratmıştık.”

Genelde bütün mütercim ve müfessirler bu ayette geçen can kelimesini tercüme ederlerken cin diye tercüme etmişler. Ve Kuran’daki cin ile ilgili geçen bütün ayetlerin yanlış anlaşılmasına neden olmuştur.

Burada can kelimesi diri tutan canlı tutan enerji olan dumansız ateş, anlamında kullanmıştır.İlerde cin ve can kelimelerini detayı ile inşallah izah edeceğiz.


7/11”Andolsun biz sizi yarattık Sonra size sure verdik.Sora meleklere ademe secde edin dedik.Onlarda iblisin dışında secde ettiler.O secde edenlerden olmadı.”

7/12”(Allah) dedi sana emrettiğimde seni secde etmekten alıkoyan neydi? dedi ki ben ondan hayırlıyım, Beni ateşten yarattın onu ise çamurdan yarattın”

Kuran insanın beden yapısını çamurdan topraktan yarattı.  insanın canını da enerji olan dumansız ateşten yarattı. İnsan deyince sadece et kemik yığınından olan bir varlık olan,değildir. Onun bir de canı ve  ruhu vardır.


Daha öncede bahsettiğimiz gibi İnsan benliğine fısıldayan iki ses vardır. Birisi fısk ve fücur bunun adı iblis. Diğeri ise takvanın sesidir. Bu sesler kesin olarak her insanda vardır. İnsana gelen bu seslerin takvadan mı yoksa, iblisten  mi geldiğini ayırt edebilmek için ya peygamber olmak lazım yada, Kuran’ı iyi bilmek lazımdır.Değilse yanlış algılayıp insanı mucura kaydırabilir.



2/2 “ Bu kendisinde şüphe olmayan muttakiler için yol gösterici bir kitaptır.

İnandım iman ettim diyen herkesin Dünya hayatında yapmış oldukları her davranışın mutlaka bir doğru yanı vardır bir de yanlış yanı vardır. Hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu ayırt edebilmek için Kuran’la ölçüp tartmak gerekiyor.

Çünkü Kur’an;

17/89”Andolsun bu kuran’da her örnekten İnsanlar için çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsanların çoğu ise inkarda ayak direttiler.”

Yani Kuran hangi konu ile ilgili olursa olsun Mutlaka bir açıklama yapmıştır.

Ben Müslüman’ım diyenlerin de ona uymaktan Başka seçenekleri yoktur. İşte Takva sahiplerinin Yani aklı temiz ve kalbi marazlanmamış olanların. Yol göstericisidir. İnsan gidecek olduğu yollardan mutlaka birini seçmek zorundadır. çünkü bir vücutta iki kalp bulunmaz.

33/4” Allah bir adamın kendi göğüs boşluğu içinde iki kalp kılmadı. Kendilerinizi annelerinize benzeterek. (ziharda bulunduğunuz) eşlerinizi Sizin anneleriniz yapmadı Evlatlıklarınızı da sizin çocuklarınız saymadı. Bu sizin yalnızca ağızlarınızla söylemenizdir, Allah ise hakkı söyler.ve (doğru olan) yola yöneltip iletir.”

Görüldüğü gibi Kur’an hangi konu ile ilgili bir mesele olsa o konuyla ilgili bir bilgi veriyor.

Nasıl her şeyin bir ölçüsü bir terazisi varsa ; Doğru yolun ölçüsü ve terazisi de Kuran’dır. Kendisine müspet veya menfi yönden gelen seslerin. Hangisinin doğru olduğunu belirleyebilmek için kuran’la tartmak lazımdır.

Eşyanın yapısında da öyledir. Uzunluğu ölçerken metreyle ağırlığı ölçerken kilo gramla, Alanı ölçerken metrekareyle, Basıcı ölçerken barometreyle sıcaklığı ölçerken de termometreyi kullanıyoruz.

İnsanlar denenmeden Hangi yolda yürüyüp yürümediğini belirginleştirmeden ölmeyeceklerdir.

9/16:”yoksa siz içinizden cihad edenleri Allah’tan ve resulünden ve müminlerden sır dostu edinmeyenleri Allah bilip çıkarmadan bırakılıvereceğinizi mi sandınız?. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

İşte insanlar dünya hayatında yasarken mutlaka deneneceklerdir.orta yerde yolları belirlenmemiş bir halde bırakılmayacaklardır.ya hidayete erer Allahlı bulur onun yolunda ölür yada öldürülür. Ya da  iblisin teklifleriyle şeytanın yoluna girerek onun yolunda ölür yada öldürülür.” Yine iblisin  vasıflarını kuran’dan aktarmaya devem edelim.

7/13- (Allah:) “Öyleyse oradan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin.”


7/14- O da: “(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)” dedi.

7/15- (Allah:) “Sen gözlenip-ertelenenlerdensin” dedi.

İblisin “insanların diriltilecekleri güne kadar yaşama süresi neyle izah edilebilir? Bu ifade her insanda var olan, iki sesten birini teklif etme olgusunun insanoğlu var oldukça genetik olarak insandan insana aktarılandan başka o sesin var olması dışında ne ile izah edilebilir?

7/16- Dedi ki: “Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka Senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.”

Burada iblisin görevini tanımlayarak onun yerini ve konumunu bize anlatıyor. Eğer iblis diye bir varlık olmamış olsaydı, insan diye bir varlık da olmazdı.

7/17- “Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.”

İblis, İnsanın iki yola gidebilme eğiliminin  insanları rabbin yolundan ayırmayı değişik vesvselerle yaklaşarak insanları yoldan alı koymakla memurdur.

7/18- (Allah) Dedi: “Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak oradan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım.”

Allah insanları İblisin teklifleriyle denemeye tabi tutuyor. İblisin teklifleri ve onun teklifleri yönünde yol alan onu izleyenler Allah tarafından hüsnü kabul görmemiştir.


Bu ayetlere kadar İblis ile bir konuşmayı Allah bize anlatmıştır İnsanın öz yapısında var olan iblis insan var oldukça var olmaya devam edecektir  İblis insanda neşvü nema bulmaktadır. İnsanların dışındaki varlıklarda iblis yoktur.

7/19- Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.

şeytan cin kelimeleri insanda barınan ve insanı iblisin teklifleriyle azdıran saptıran vesveseler sonucunda insanı yaratılıştaki vermiş olduğu “Rabbim Allah’tır.” sözünden caydırarak İblis ağacından beslenen insanlara verilen isimdir.


7/20- Şeytan, kendilerinden ‘örtülüp gizlenen çirkin yerlerini’ açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılın mamanız içindir.”

Yasak ağaç bu ayette mecazi bir anlatımdır. Burada yasaklanan insanların iblisin sesine kulak vermemesi ve iblisin ağacından nemalanmaması istenmektedir. Eğer İblis olgusu olmamış olsaydı  insanların kötü yola gidebilecek bir yönü de gündeme gelmez onlar diğer meleklere kotlanan bilgiler gibi kotlanmış olan bilgilerle seyirlerini düzenlerlerdi.

7/21- Ve: “Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim” diye yemin de etti.

7/22- Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: “Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?”

7/23- Dediler ki: “Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, gerçekten hüsrana uğrayanlardan olacağız.”

7/24- (Allah) Dedi ki: “Kiminiz kiminize düşman olarak inin. Yeryüzünde belli bir vakte kadar sizin için bir yerleşim ve meta (geçim) vardır.”

7/25- Dedi ki: “Orda yaşayacak, orda ölecek ve oradan çıkarılacaksınız.”

Kuran’dan şeytan ile ilgili bir konuyu buraya naklettik.önce bugüne kadar şeytan ile ilgili gelen bilgileri doğru ve yanlış ne varsa kafamızdan atıp Kuran’daki geçen ayetlerden doğru bilgileri anlamaya ve yakalamaya çalışalım.

Tabi ki şeytan ile ilgili Kuran’daki bu ayetleri okurken kafamızda bir çok sorular oluşmaya başladı.

1-iblis canlı mıdır? yoksa cansız bir varlık mıdır?.

Eğer şeytan insanlardan ayrı canlı bir varlık ise canlıların temel özelliği doğarlar, büyürler ve ölürler.Neden iblis ölmüyor? kıyamete kadar yaşıyor.

2-İblis cansız bir varlık mıdır?

Eğer  iblis cansız bir varlık ise nasıl insanları kandırabiliyor?

Bu soruların cevabını bulmak için yine kurana dönelim.”oda dirilecekleri güne kadar beni gözle dedi”.Yani iblis dirilecekleri güne kadar yaşamak için izin istiyor, Allah’da sen gözlenip ertelenenler densin diyor. ve izin veriliyor.bu iblis nasıl bir varlık ki bu kadar uzun insan oğlunun ömrüne eş bir hayat sürebiliyor?.hem iblis bir tane varlık ise dünyada ki milyarlarca insanı aynı anda vesvese vererek nasıl kandırabiliyor?


Öyleyse burada iblisin ne olduğunu anlayabilmek için onunla ilgili başka bir ayete bakalım.

“sonra meleklere ademe secde edin dedik onlarda iblisin dışında secde ettiler. O secde edenlerden olmadı.”

Allah insan portresini oluştururken daha öncede izaha çalıştığımız insanın yapısındaki ana parçalardan birini oluşturuyor. Yani insanların kötülüğe doğru adım atmasını fısıldayan ilk olgu.yani iblis insanda olmaz ise insanların meleklerden bir farkı olmazdı. Allah insanda iblis denen bir olgu yerleştirmekle meleklerden ayırıyor.ayette de öyle demiyor mu?

“rabbinizin size bu ağacı yasaklaması yalnızca sizin iki melek olmamanız içindir.”


Her Müslüman’ım diyenlerin, bildiği gibi Allah insanları yarattığında onların helal ve temiz olanlarından yemelerini ve yapmalarını haram ve pis olanlardan yememelerini ve yapmamalarını istemiştir.

görüldüğü gibi ayet eğer insanda yasağı yapma ve yeme konusunda bir eğilim olmamış olsaydı meleklerden farkı kalmazdı.

Dikkat edildiğinde kuranda birde yasak ağaçtan söz ediliyor.acaba bu yasak ağaç nedir.bazılarının dediği buğday mı,elma mı,elbette bunlar değil, kuran haram olanların oluşturduğu bütün yasaklara  yasak ağaç ifadesini kullanmıştır.

Bütün insanların içinde Allah’ın yasakladıklarına karşı bir meyil etme bir kavuşma bir buluşma arzusu vardır.işte bu arzunun adı iblistir.Bu iblisin insana zararını ortadan kaldıracak ondan insanı koruyup kollayacak, öğütler verecek birde takva yerleştirilmiştir.


bu takva sesi insanın asıl yapısına uygun olan ve o çiftliğin gerçek sahibi olan fıtratın sesidir. “ağacı tattıkları anda ise ayıp yerleri kendilerinde belirivererek ve üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başladılar.o zaman rableri kendilerine seslendi. ”ben sizi bu ağaçtan men etmemiş miydim ve şeytanın size apaçık bir düşman olduğunu söylememiş miydim.

Görüldüğü gibi her insan yanlış bir davranış yaptığı zaman içinden Allah’ın ona yerleştirdiği fıtrattan gelen bir ses onu uyarır.”ey insan yaptığın bu davranış yanlış der. ama insan bu sesi duymazlıktan gelirse kötülüğü emreden ses ona ağır basarak yanlış davranışı ona yaptırır.

İnsanın oluşumunu meydana getiren sesler, insandaki yanlış ve doğru yolun saflarını belirler.Bir de ademin cennetten kovulmasından söz ediyor.benim bildiğim cennet ve cehennem olayı insanın akıl baliğ çağına gelip bunaklık ve ölüme kadar geçen süreç içinde aklı olan her insanın denenmesinden sonra aldıkları karnenin sonucunda ortaya çıkacaktır.

Denenmeye ve imtihana tabii tutulmadan adem (insan)nasıl cennette olur?İşte kuran olayları konu ve kuran bütünlüğünde anlatırken sanatsal bir üslup kullanmıştır.


Burada insanı günah işlemeden ve sevap işlemedenki konumuna cennet ifadesini kullanmıştır. bu dönem her insanın çocukluk dönemdir. ne zaman ki her insan ergilik ağına eriştirildi insan artık bulunmuş olduğu konumdan çıkarak attığı her adımın yaptığı her davranışın sorumluluğunu üzerine almış bulunmaktadır.Kuran işte bu konuma gelmesini cennetten çıkarılması yer yüzüne inerek denenmesi diye anlatmıştır.  
kainattaki varlıkları sınıflandırırken önce iki ana çatıyı oluşturuyor. Melekler ve Ademoğlu şemsiyesi altında olan insanlardır. daha öncede bahsettiğim gibi melekler insanın fiziki yapısı da dahil insanın dışındaki insanın emrine amade olan veya secde eden bütün varlıkların adıdır.

Bu tarife baktığımız zaman melek kavramının içerisine cansız varlıklar, bitkiler ve hayvanlar girmektedir.insanlar konumunun içine de melek olmayan bütün varlıklar girmektedir.bunlardan önemli olanlarından bazılarını sayacak olursak; insan,şeytan,cin,Yahudi, Hristiyan, kafir, Müslüman, münafık, kadın, erkek, Türk, İngiliz, yabancı, turist, köylü, şehirli, fakir, zengin, zalim, mazlum, mustazaf vs. hep bunlar insanların renklerine rollerine dillerine yollarına ve davranış biçimlerine göre konulan isimlerdir.

Bu konularla ilgili makaleleri yazmaya zaman ve fırsatım oldukça devam edeceğim inşallah.

ALİ RIZA BORAZAN

MERSİN-ANAMUR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.