Allah Bir Kavme Haram Kıldığını Bir Kavme Helal Kılar mı?

 

Elbette Allah bir topluma haram kıldığını bir diğer topluma helal kılmaz.. Allah ın yaratışında ve adaletinde asla çelişki yoktur.  Yunus 44 ” Şüphesiz Allah, insanlara hiç bir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar.”

Nasıl mı? İşte bir örnek.

İyi okumalar.

 

Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla;

6/146- Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık. Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık. ‘Azgınlık ve hakka tecavüzde bulunmaları’ nedeniyle onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru olanlarız.

Bu Ayete baktığımız zaman çift tırnaklı hayvanlar koyunun iç yağı ve kuyruk yağları Yahudi olanlara sanki Allah’ ın özel olarak bir haramıymış gibi algılanmaktadır. Genelde İslam müfessirlerin Yahudi olanlara bunları haram Müslüman olanlara helal olarak nitelendirmişlerdir. Bu anlayış da sanki peygamberler arasında şeriat farklılığı varmış anlayışına  götürmüştür.

Kuran’ da Tanımlanan ve doğru olarak anlaşılması gereken dinin adı İslam, teslim olanların adı da Müslüman olarak geçmektedir. İşte böyle bir ifadenin doğru olduğunu kanıtlamak için onunla ilgili bütün ayetlerin bilinerek anlaşılması gerekir.

16/118- Yahudi olanlara da, bundan önce sana aktardıklarımızı haram kıldık. Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

O zaman,” Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık.” İfadesi, vermiş olduğumuz  diğer ayet örnekleri ile çelişkili gibi görünüm arz etmektedir. Pysa çelişki bizdedir . Kuran’ da asla çelişki yoktur . Bu çelişkisizliği mutlaka yakalamak gerekiyor. Değilse Kuran da çelişkiler olabilir diye kabul edilirse onu anlaşılmaz bir kitap haline getirir ve kelimeleri yerinden oynatmış oluruz.

4/82- Onlar hala Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı.

Kuranda çelişki olmayacağına göre, Yahudilere bazı şeyleri haram edecek. Müslüman olanlara onları helal edecek, Bir taraftan da Yahudilere bazı şeyleri helal müslüman olanlara haram edecek. Böyle bir anlayış kurana terstir.

İnsanlık tarihinin başlangıcından bu tarafa Allah peygamberle aynı şeraiti aynı haram ve helali tek bir ümmet etrafında toplayarak bu tevhid sancağını devrettirip durmuştur. Ve Her Peygamber kendisinden önce gelen peygamberleri tasdik edip doğrulamış ve kendisinden sonra gelecek olan peygamberleri de müjdelemişlerdir.

61/6- Hani Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah’tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi “Ahmed” olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim” demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince: “Bu, açıkça bir büyüdür” dediler.

Doğrulamak ve tasdik etmek aynı şeriat ve yaşam biçiminin tekrar edilmesi demektir. Yoksa Bir şeyin haram ve helal olanı Allah daha önce, bilmiyor da sonradan onu tecrübe kazanarak düzeltmiş olması düşünülemez.

5/48- Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona ‘bir şahid-gözetleyici’ olarak Kitab’ı (Kur’an’ı) indirdik. Öyleyse aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol-yöntem kıldık. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet kılardı; ancak (bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir. Artık hayırlarda yarışınız. Tümünüzün dönüşü Allah’adır. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

Konu içerisinde geçtiği için Bu şeriat kelimesi ile ilgili bölümü açıklamak doğru olacak kanaatindeyim. Genelde Şeriat kelimesini Sanki Allahın peygamberler arasındaki Farklılığı izah etmek için her peygamberin şeraitinin farklı oluşu anlamında kullanmışlardır. Bu Farklı şeriat anlayışı Gönderilen peygamberler arasındaki değil. Allahın peygamberler silsilesi ile gönderdiği yolun yöntemin helal ve haramların dışındaki topluluklar için kullanmıştır.

İnsanlar nasıl ilk yaratılırken Hepsi Sen bizim rabbimizsin demişlerdir. O zaman insanlar tek bir ümmet ve tek bir şeriat içindelerdi.

7/172- Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” (demişti de) Onlar: “Evet (Rabbimiz’sin), şahid olduk” demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: “Biz bundan habersizdik” dememeniz içindir.

İşte Bu tek bir ümmet ve tek şeriat, İnsanların denemeye tabi tutulması için Allahın her insan yaratılışına koyduğu iblis ile parçalanmışlardır Ayrı ayrı şeriat ve bir yaşam biçimini kendilerine yol olarak benimsemişlerdir. Ama peygamber çizgisinde giden insanlar tek bir ümmet ve tek bir şeriat üzerindedirler.

45/28- O gün sen, her ümmeti diz üstü çökmüş (veya toplanmış) olarak görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağrılır. “Bugün yaptıklarınızla karşılık göreceksiniz.”

Öyleyse Allah Yahudi lere hayvanların iç yağlarını haram kılmamış Enam 148 de belirtildiği gibi kendileri bunu kendilerine haram kılmışlardır Allah onları BÖYLE CEZALANDIRDIK derken de  (Nahl 118 de dediği gibi )insanların kendi kendilerine zulm ettiklerini anlatmaktadır.

Enam 148 “ Şirk koşanlar diyecekler ki: ‘Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve hiç bir şeyi de haram kılmazdık.’ Onlardan öncekiler de, bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: ‘Sizin yanınızda, bize çıkarabileceğiniz bir ilim mi var? Siz ancak zanna uymaktasınız ve siz ancak ‘zan ve tahminle yalan söylersiniz.”

Allah insanlara Yahudilik ve Hıristiyanlık dinini göndermemiştir. Onlar kendileri böyle bir yakıştırma koymuşlardır. Onlar biz Hıristiyanlarız dediler. Ama Allah onlara müslüman olun demiştir. Allah İbrahim dinini örnek alın demiştir.

3/ 67- İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi. 

Kuran’da Her dilde olduğu gibi bir anlatım sanatı vardır. Bir Ayetin buraya tercümesini aktardıktan sonra!

6/ 146- Yahudi olanlara her tırnaklı (hayvanı) haram kıldık. Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık. ‘Azgınlık ve hakka tecavüzde bulunmaları’ nedeniyle onları böyle cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru olanlarız. 

Bu Ayet örneğinde Yahudi olanlara, 

“Sığırlardan ve koyunlardan, sırtlarına veya bağırsaklarına yapışan veya kemiğe karışanlar dışında iç yağlarını da onlara haram kıldık.” 

Zaten Kuran’ın bütünlüğü içerisinde mantıksal bir kavrama yeteneği olmayanlar, sanki Allah Yahudi olanlara bu sayılanların haram edildiğini sanmışlardır. 

Allah insanlara iki yol göstermiştir. Birisi Hak yol doğru olan yoldur. diğeri, ise batıl yoldur. Yanlış olan yoldur. Allah evrene iki yolda yürüyebilecekler için malzemeleri yaratmıştır. Ama insanlara demiştir ki, Haram olanlardan yemeyin çünkü bunlar fısk ve murdardır. Temiz ve helal olanlardan yiyin demiştir. 

Allah’ın yarattığı şeyler özel durumlar hariç aynı şartlar altında bir kavme helâl bir kavme haram olmaz. Bu Kuran Ve evrenin yasalarıyla uyuşmaz. İşte Orada Yahudiler, Allah’ın dinini tanımayıp, kendi zan ve tahminlerine göre, bir din uydurduklarından dolayı kendi kendilerine haram etmelerinden dolayı haram ettik ifadesini kullanmaktadır. İşte Orada ayetin ne dediği değil ne söylemek istediği anlaşılmazsa kavram kargaşalığı ortaya çıkar.
İşte Kuran’daki bir ayet böyle Kuran’ın içindeki onunla ilgili ayetler bir araya getirilerek ne anlama geldiği anlaşılmaya çalışılmalıdır. Doğru bir anlayış böyle yakalanır. Dikkat ederseniz tefsirlerde Bu anlayışı göremezsiniz. Hiç bir tefsirdeki anlatılanlar diğerleriyle uyum içinde değildir. Her Ayette Allahın murat ettiği şey aynıdır farklı yorumlar onun doğru anlaşılmadığını gösterir.

Ali Rıza Borazan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.